✅KESNİZANİ TARİKATI VE ABD’NİN IRAK’I İŞGALİ Çok ilginç değil mi? ✅20 Mart 2003’te Amerika Birleşik Devletleri Irak'ı işgal ederken, Irak ordusu hiç ortada görünmedi. ✅Irak ordusunun savaş uçakları hiç kalkmadı. Tek bir tankı sokağa çıkmadı.


✅Amerika, pikniğe gider gibi elini, kolunu sallaya sallaya Irak'a girdi ve işgal etti. ✅Tüm dünya buna şaşırdı. ✅Peki, neden Amerika hiçbir direnişle karşılaşmadı? Saddam Hüseyin, direnmeden Irak'ı Amerika'ya teslim mi etmişti?


✅İşgalden sonra ne Amerika, ne de CIA bu durum hakkında tek bir açıklama yapmadı. Yıllarca, bu konu ve soru insanların zihinlerini meşgul etti. Bu sorunun cevabını bulabilmek için; 1950'de ABD tarafından CIA desteği ile Irak'ta büyütülen "Kesnizani Tarikatını" bilmeniz gerekir.


✅CIA desteği ile Irak'ta büyütülen bu tarikat; Avrupa, Amerika ve Orta Asya'ya kadar yayıldı. ✅Saddam, 1979 yılında askeri darbe ve devrim ile Irak'ı ele geçirdiğinde, tarikatın lider kadrosu Saddam'a tamamen itaat ettiler.


✅Saddam da onlara karşı cephe almadı, bir şey yapmadı ve faaliyetlerine müsaade etti. ✅Fakat, Kesnizani Tarikatı; ordu, bürokrasi, emniyet ve istihbarata kadar her yere adamlarını sokup, ülkeyi içten içe ele geçirdi.


✅Genelkurmay Başkanından, istihbarat başkanına, içişleri bakanından, emniyet müdürlerine kadar çoğu kişi Kesnizani Tarikatına bağlıydı. ✅Ülkeyi yönetenler, tarikat vasıtasıyla tamamen CIA ve MOSSAD kontrolüne girmişlerdi.


✅Üstelik Saddam'ın eşi ve akrabaları da Kesnizani Tarikatına bağlanmıştı. ✅Ve Irak, Amerika tarafından artık işgal edilebilirdi. ✅Kimse direnmeyecekti. ✅Ve Saddam.. ✅Her şeyi anladığında vakit çok geç olmuştu ve atı alan Üsküdar’ı geçmişti..


✅🤔Tarih, ders almayanlar için tekerrürden ibarettir..


✅Tarikat bataklığı...


✅Tarikatlar nasıl güçlendi adım adım bataklığa nasıl gelindi...


✅Tarikatları araştırdığı için katledilmişti Hablemitoğlu...


✅İlime bilime insanlığa zerre kadar faydası olmayan Tarikatlar, insanımızın dini hassasiyetini kullanarak emperyalistlerin ileri karakolu olarak görev yapmakta ülkeyi kaosa sürüklemektedirler. Örneğini yaşamıştık!


■Kesnizani Tarikatının yöntemini kullanan FETÖ'nün devlete sızmadaki fikir babası ve FETÖ bataklığını besleyen ana damar Said-i Nursidir. ■Risalelerinde Atatürk'e ve silah arkadaşlarına “deccal süfyan, mülhid, mürted, habis, firavun, zındık, mason, münafık” demiştir!


■FETÖ'nün “ışık evlerinde” yıllarca Said-i Nursi'nin “Bunları ben yazmıyorum, bana yazdırılıyor” ve “Arş-ı azamdan indiği muhakkaktır” dediği Nur Risaleleri okutulmuştur. ■FETÖ müritleri, Kuran'dan çok, Nur Risalelerinden etkilenmiştir.


■FETÖ'nün kara kutusu Said-i Nursi'dir.Fetönün “Dinler Arası Diyalog” gibi çalışmalarının temeli de Nursinin görüşleridir. ■ Sad-i Nursi'ye göre “dinsiz” Türkiye Cumhuriyeti “darül harp”tir. Dolayısıyla bu “darül harp”i “darül İslam'a” dönüştürmek gerekir!


Fetönün Cumhuriyetin kurumlarına“sızmak” istemesinin temelinde Nursi'nin “dinsiz Cumhuriyet” iddiasi vardır. Fetö 18.06.1999'da ATV'de, 19.06.1999'da Sabah Gazetesi'nde yayımlanan kasetinde, Türkiyeyi“darül harp”kabul ederek örtülü ve sinsice devlete sızdıklarını itiraf etmişti.


■15 Temmuz darbesinden sonra “FETÖ'yle mücadele” sürecinde her şey konuşulurken “bir şey” konuşulmuyor: FETÖ'nün hangi düşüncelerden beslendiği, kimleri kendine rehber edindiği;eskilerin ifadesiyle kimden el aldığı adeta özenle toplumdan gizleniyor.


■FETÖ bataklığını kurutmak için her şeyden önce FETÖ'nün fikir kaynaklarını bilmek ve onları kurutmak gerekir. Nur cemaatinin fetöden farkı yoktur. ■Nur cemaatinden olanlar komik şekilde insanlara Fetöcü diyor.


■ Said-i Nursi, uzun yıllar “Said-i Kürdi” adını kullandı. Milli Mücadele yıllarında bölücü ve İngilizci Kürt Teali Cemiyeti, Teali İslam Cemiyeti, Kürt Neşriyat Cemiyeti ve Kürdistan Azmi Kavi adlı derneklerin kurucuları arasında yer aldı.


■ 1925'teki Şeyh Sait İsyanı'ndan önce ayrılıkçı Azadi örgütüyle ve isyanın elebaşı Şeyh Sait'le görüştü, ancak fiilen isyana katılmadı. ■ İsyan sonrasında Batı'ya sürüldü.


■Türklerin, Kürtleri ezdiğini düşünüyor. Türklerin, Kürtlerin milliyetlerini kaldırıp onların dillerini unutturduklarını” belirtiyor.(Mektubat, s.339).Necip Fazıl'dan öğrendiği 1938 Dersim Olayını, Atatürk'ün “deccal” olduğuna kanıt olarak gösteriyor.


■ Bunun, “zındıklık, münafıklık, vatan ve millete hadsiz bir düşmanlık olduğunu” söylüyor. (Sırr-ı İnna A'tayna Risalesi, s. 42, 44)


■ Nihal Atsız Saidi Kürdiyi Anlatıyor. ■Özeti : Saidi Nursi müritlerine evlenmeyin diyor. Amacı ; Türklerin çoğalmaması. Dağdaki Kürt bu fetvadan haberi olmadığından çoğalıyor. ■Saîd-i Nursî denilen adam, eskiden Saîd-i Kürd-î diye bir takım risaleler yayınlayan,


■ Türkçe bilmez, daha nokta ile virgülün nerede kullanılacağını bilmekten aciz, Şafiî mezhebinden bir Kürttür. ■Mütareke yıllarında İstanbul sokaklarında millî Kürt kılığı ile dolaşarak caka yapmıştır.


■Bu cakacı Kürt kendisine “Bedîüzzaman” demekte, müritleri de bu adı bir övünçmüş gibi kullanarak şeyhlerini bu adla ululamaktadır. ■Bedîüzzaman, “zamanın harikası” demektir. Kürt Said cidden zamanın harikasıdır.


Top